Köylülerden bir sözcük duymuştu Öğretmen. Sözcüğün içinde ürperti, yokluk, çaresizlik, ölüm vardı. "Zemheri" denen bu sözcük karakışı anlatıyordu. Gülümserken kendi kendine mırıldandı: "Zemheri kelebekleri..." Bazen o mezarlıktan havaya süzülen mavi dumanlar görür, ruh gördüğünü sanarak ürkerdi. Hemen pencere boşluğundan iner, perdeyi sıkıca kapardı.
Pencereden gelen soğuğa aldırmadan dışarıyı izlemeye devam etti. Beyaz ve siyahtan başka renk yoktu. İki zıt güç gibi ama aslında birbir ...